Mirastan Men
- Özlem Uzun Akdoğan
- 4 Ağu
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 9 Eyl
Halk arasında kullanılan "evlatlıktan reddetme" tabiriyle kastedilen aslında hukuken mirasçılıktan çıkarma ya da mirastan ıskat ya da diğer bir ifade ile mirastan men etme halidir. Kanunen belirlenen şartlar ve sınırlar dahilinde mirasbırakan, ölüme bağlı tasarruflarda bulunma hakkını haizdir.
4271 Sayılı Türk Medeni Kanunu ikinci bölümde ölüme bağlı tasarruflar başlığı altında mirasbırakanın saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarmasına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
Saklı paylı mirasçı kapsamı ve oranları ile ilgili kanun maddeleri ile şöyledir:
TMK Madde 505 - (Değişik birinci fıkra: 4/5/2007-5650/1 md.) Mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir.
Bu mirasçılardan hiç biri yoksa, mirasbırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir.
TMK Madde 506 - Saklı pay aşağıdaki oranlardan ibarettir:
1. Altsoy için yasal miras payının yarısı,
2. Ana ve babadan her biri için yasal miras payının dörtte biri,
3. (Mülga: 4/5/2007-5650/2 md.)
4. Sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması hâlinde yasal miras payının tamamı, diğer hâllerde yasal miras payının dörtte üçü.
Mirasbırakanın saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarma işlemi Miras sözleşmesi veya vasiyetname yolu ile gerçekleşebilir.

Miras sözleşmesi yoluyla mirastan men
Kanunda şartları belirli mirasbırakanın Mirastan Feragat Sözleşmesi olarak ifade edilen bu işlem ile mirasçısını mirastan çıkarma hali mümkündür.
TMK Madde 503 - Miras sözleşmesi yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve ergin olmak, kısıtlı bulunmamak gerekir.
TMK Madde 528 - Mirasbırakan, bir mirasçısı ile karşılıksız veya bir karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapabilir.
Feragat eden, mirasçılık sıfatını kaybeder.
Bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin altsoyu için de sonuç doğurur.
Vasiyetname yolu ile mirastan men
Kanunda detaylı ve açık şekilde vasiyetname yolu ile mirasçılıktan çıkarma hali düzenlenmiştir. Uygulamada da vasiyetname daha sık rastladığımız bir yoldur diyebiliriz.
TMK Madde 502 - Vasiyet yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve onbeş yaşını doldurmuş olmak gerekir.
İrade sakatlığı
Madde 504 - Mirasbırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf geçersizdir. Ancak, mirasbırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır.
Ölüme bağlı tasarrufta kişinin veya şeyin belirtilmesinde açık yanılma hâlinde mirasbırakanın gerçek arzusu kesin olarak tespit edilebilirse, tasarruf bu arzuya göre düzeltilir.
Vasiyetnamede şekil şartı var mıdır?
TMK Madde 531 - Vasiyet, resmî şekilde veya mirasbırakanın el yazısı ile ya da sözlü olarak yapılabilir.
Her ne kadar adi yazılı vasiyetname ve sözlü vasiyetname kanunen uygun olsa da sonradan yaşanabilecek ihtilaflı durumlar açısından resmi vasiyetname olması ispat açısından daha faydalı olacaktır.
Ayrıca resmi vasiyetnameye ek olarak mirasbırakanın yakın tarihli akıl sağlı yerindedir raporunun olması da yine ilerde yaşanabilecek ihtilaflı durumlarda önem taşıyacaktır.
Kanunda resmi vasiyetnameye ilişkin düzenlemelerden kısaca bahsetmek gerekirse;
Resmi vasiyetname noter huzurunda, iki tanık eşliğinde düzenlenir.
Mirasçılıktan çıkarma sebebi açık, somut ve anlaşılır şekilde yazılmalıdır.
Tanıklar, vasiyetnamenin içeriğini bilmeyebilir ama vasiyetin mirasbırakanın özgür iradesiyle hazırlandığını ve imzalandığını görmelilerdir.
Noter vasiyetnamenin içeriğini yazılı hale getirir, mirasbırakan okur veya notere okutur ve imzalayarak onaylar.
Hangi Hallerde Mirastan Men Mümkündür?
Türk Medeni Kanunu mirasbırakanın hangi hallerde saklı paylı mirasçısını mirasından çıkarabileceğini açık şekilde düzenlemiştir.
TMK Madde 510 - Aşağıdaki durumlarda mirasbırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir:
1. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,
2. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.
Kanun lafzından anlaşılmaktadır ki; mirasçının ya mirasbırakana veya yakınlarına karşı ağır bir suç olarak görülebilecek hali ya da ailevi yükümlülüklerini ihlal etmesinden kaynaklı halinin olması, mirasbırakanın mirasından çıkarması için haklı sebep olarak görülebilir.
Yargıtay tarafından; TMK madde 510'da bahsedilen "ağır bir suç işlenmesi" hali sadece Türk Ceza Kanunu kapsamındaki ağır suçlardan ibaret görülmemiş olup söz konusu halin ailenin aile bağlarına ve kişilik haklarına zarar vermiş olması kriterlerinde ağır suç kavramının temelini oluşturduğu görüşünde kararlar verilmiştir.
Yine kanun lafzında geçen "aile hukukundan doğan yükümlülüklerin önemli ölçüde ihlali" ifadesi mirasbırakanın hastalığında ilgilenmeme, maddi-manevi bakımlarıyla ilgilenmeme, bayramlarda dahil uzun yıllar hiç görüşmeme ya da eğer eşse sadakat yükümlülüğünü ağır ihlali gibi durumlarda karşılık bulabilecektir.
Çok önemli husustur ki vasiyetname içeriğinde örneğin sadece aile yükümlülüklerinin ihlal edildiğinin ifade edilmesi uygulamada geçersizlikle sonuçlanabileceğinden mirasçılıktan çıkarma sebebinin somut ve açık şekilde detaylandırılarak belirtilmesinin gerektiğini önemle vurgulamak isteriz. Hukuken geçerli somut ve açık bir gerekçe ile mirastan çıkarılan mirasçı, tenkis davası açamaz, mirastan pay alamaz.
En kısa haliyle mirastan çıkarma işleminin şartlarını şöyle sıralayabiliriz:
Saklı paylı mirasçı olmalıdır.
Mirasbırakanın haklı sebebi olmalıdır.
Haklı sebebin varlığı açık ve somut şekilde içerikte yer almalıdır.
Ölüme bağlı tasarruf şekline uygun işlem yapılmalıdır.
İlgili Yargıtay kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 21.02.2013 tarihli, 2013/1958 E. ve 2013/4369 K.
"Çıkartma işleminin geçersiz olması veya gösterilen sebeplerin çıkarmayı haklı kılacak ağırlıkta bulunmaması hallerinde, miras bırakanın iradesiyle yapmış olduğu çıkarma işleminin miras bırakanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı, böyle bir durumda, davacı mirasçının saklı payı göz önüne alınarak, bu yönde hesaplama yapılması gerekirken (TMK. md.512/3); çıkarmaya ilişkin tasarrufun tamamen iptaline karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir."
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 04.02.2002 tarihli, 2002/194 E. ve 2002/1169 K.
“…Davacının murisine karşı aşırı ilgisiz kaldığı, kapıyı ona açmadığı, telefonları yüzüne kapattığı dinlenen tanık beyanları ile subuta ermiş, murisin vasiyette gösterdiği ıskat sebebi gerçekleşmiştir…”
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, 2013/15823 E. 2014/2876 K. T. 25.2.2014
“Mirasbırakan vasiyetnamesinde mirasçılıktan çıkarma sebeplerini göstermiştir. Davalılar gösterilen sebebin doğruluğunu kanıtlayamamışlardır. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 512/3. maddesi uyarınca mirastan ıskatın mirasbırakanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı başka bir ifade ile davacıların saklı paylarını isteyebileceği ve davaya tenkis davası olarak devam edileceği düşünülmeden vasiyetnamenin tümden iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Muris vasiyetnamesinde ıskat sebebini açıklamıştır. Davalı ıskat sebebinin doğruluğu yönünde bir delil getirmediği gibi, ıskatın müteveffanın aşikar bir hatasından kaynaklandığını kabule elverişli bir delil de yoktur.”